9 Şubat 2008 Cumartesi

BEN SEN


Birisi, sevgilisinin kapısına gelip kapıyı çaldı. Sevgilisi, "kapıyı çalan kim? deyince, "Benim" diye cevap verdi. Sevgilisi, "Git, senin içeri girme zamanın değildir. Böyle manevi nimetler sofrasında, ham kişinin yerin olamaz. Ham kişiyi, ayrılık ateşinden başka ne pişirebilir? Nifaktan, iki yüzlülükten onu ne kurtarabilir?" dedi.

O zavallı adam kapıdan döndü, tam bir yıl sevgilisinin ayrılığıyla yanıp yakıldı. Ayrılık ateşiyle yanıp pişerek tekrar döndü, geldi, sevgilisinin evinin etrafında yine dolaşmaya başladı. Kapıya vardığında, ağzından sevgiliyi incitecek bir söz çıkmasın diye yüzlerce korkuyla, edepli edepli kapının halkasını çaldı. Sevgilisi içerden, "Kim o? deyince, "Ey gönlümü alan sevgili! Kapıdaki de sensin" diye cevap verdi. Sevgilisi, "Mademki şimdi sen bensin, ey ben, gel içeri gir! Bu ev dardır, iki kişi sığmıyor" dedi.

İğneye geçirilecek iplik, iki ayrı iplik olursa, ucu çatallaşır da iğneden geçmez. Mademki sen birsin, gel bu iğneden geç!

Mevlana'dan düşündüren hikayeler-Şaban Karaköse

Hiç yorum yok: