28 Aralık 2007 Cuma

"BAYRAM'DA HACI BAYRAM"

İstanbul'u, Fâtih Sultan Mehmed Hanın fethedeceğini müjdeleyen büyük velînin adı Nûmân bin Ahmed bin Mahmûd, lakabı Hacı Bayram-ı Veli'dir. Ankara'nın feyz kaynağı olan kabri ve türbesi, Hacı Bayram Câmii kıblesinde ziyâretgah olarak Hakk rahmetini uman gönüllere açıktır.

Nûmân, küçük yaşından îtibâren ilim tahsîline başladı. Ankara'da ve Bursa'da bulunan âlimlerin derslerine katılarak; tefsîr, hadîs, fıkıh gibi din ilimlerinde ve o zamânın fen ilimlerinde yetişti. İlim alanındaki gelişmelerine rağmen ruhunun sıkıntılarından kurtulmak istercesine bir alime ihtiyaç duyuyordu.

Nitekim bir gün dersten çıktığında yanına birisi geldi ve; "Ben Şücâ-i Karamânî'yim. Kayseri'den senin için geliyorum. Sana bir haberim ve dâvetim var." dedi. "Beni Hamîdeddîn-i Velî hazretleri gönderdi ve; "Git Engürü'de (Ankara'da) Kara Medresede Nûmân adında bir müderris vardır. Ona selâmımı ve dâvetimi söyle. Al getir. O bize gerek..." dedi.

Müderris Nûmân bu sözleri dinler dinlemez; "Baş üstüne, bu dâvete icâbet lâzımdır. Hemen gidelim." diyerek müderrisliği bıraktı. Şücâ-i Karamânî ile Kayseri'ye gittiler. Kayseri'de Somuncu Baba diye meşhûr Hamîdeddîn-i Velî ile bir kurban bayramında buluştular. O zaman Hamîd-i Velî; "İki bayramı birden kutluyoruz." buyurarak, Nûmân'a Bayram lakabını verdi.

Fatih Sultan Mehmet Han'ın öğretmeni olan Akşemseddin'i Hacı Bayram Veli yetiştirmiş, ömrünün sonuna kadar da birçok öğrencisi olmuştur.

Hacı Bayram-ı Velî kendisinden nasihat isteyen Fatih Sultan Mehmet Han'ın babası Sultan Murâd Hana şöyle dedi:

"Tebean içinde herkesin yerini tanı, ileri gelenlere ikrâmda bulun. İlim sâhiplerine hürmet et. Yaşlılara saygı, gençlere sevgi göster. Halka yaklaş fâsıklardan uzaklaş, iyilerle düşüp kalk. Hiç kimseyi küçümseme ve hafife alma. İnsanlığında kusûr etme, sırrını hiç kimseye açma, iyice yakınlık peydâ etmedikçe, kimsenin arkadaşlığına güvenme. Cimri ve alçak insanlarla ahbablık kurma. Kötü olduğunu bildiğin hiçbir şeye ülfet etme. Seninle başkaları arasında bir toplantı akdedilir veya insanlarla aranızda bâzı beseleler görüşülürse, yâhut onlar bu meselelerde senin bildiğin hilafını iddiâ ederlerse, onlara hemen muhâlefet etme. Sana bir şey sorulursa, ona herkesin bildiği şekilde cevap ver. Sonra bu meselede şu veya bu şekilde görüş ve delillerin de bulunduğunu söyle. Senin bu türlü açıklamalarını dinleyen halk, hem senin değerini, hem de başka türlü düşünenlerin değerini tanımış olur. Sana bu görüş kimindir? diye sorarlarsa, fakîhlerin bir kısmınındır, de. Onlar, verdiği cevâbı benimserler ve onu sürekli olarak yaparlarsa, senin kadrini daha iyi bilir ve mevkiine daha çok hürmet ederler.

"Seni ziyârete gelenlere ilimden bir şey öğret, böylece faydalansınlar. Herkes, öğrettiğin şeyi belleyip tatbik etsin. Onlara umûmî şeyleri öğret, ince meseleleri açma. Onlara güven ver, ahbablık kur. Zîrâ dostluk, ilme devâmı sağlar. Bâzan da onlara yemek ikrâm et. İhtiyaçlarını temin et. Onların değer ve îtibârlarını iyi tanı ve kusurlarını görme. Halka yumuşak muâmele et, müsâmaha göster. Hiçbir kimesye karşı bıkkınlık gösterme, onlardan biri imişsin gibi davran."

Ankara'da yetişmiş bu alimin türbesini ziyaret etmek istenirse, Ulus Hükümet Caddesinden ilerlediğinizde Ankara Vali Konağının doğusunda çevresindeki geniş alanla kendini fark ettiriyor.

6'ncı yüzyıldan kalma kalıntılar karşılıyor önce sizi,
Biraz ilerleyince Hacı Bayram Veli Cami ve sağındaki türbeyi görüyorsunuz.
Sağ tarafta güvercin yemleme yerleri var,


















Sol tarafa da bakarsanız, çarşıyı görürsünüz, hac malzemeleri, dini kitaplar, seccadeler, örtüler, kokular, otantik kıyafetler,
Bayramda başka bir telaşlı ve daha kalabalık, Hacı Bayram'da bayramı yaşamak insanlarda töre olmuş, bayramda çocuklarıyla orada olmak onlara huzur veriyor. Esnafında yüzü gülüyor bu günlerde.

Gezme konusunda ufkunuz genişse daha çok yer var gezecek,

sağlıcakla...

Hiç yorum yok: