12 Kasım 2007 Pazartesi

İNSANIN ARADIĞI


Kayıp bir dünyaydı sevgisiz insan, her canlı sevgiyle gelmişti bu dünyaya, sevgiyi kaybettiğinde düşman oluyordu, öfke duyuyordu, hırslanıyordu. Kendini değersiz hissediyordu. Yalnız olduğunu düşünüyor hayatın anlamını bulamıyordu.

Sevdi mi oysa, kızamıyordu bile eli kolu yanına düşüveriyordu. Ya gülümsüyor, ya çekip gidiyordu karşısındakini kırmamak için.

Gönül almalı, sevgi olması için, GÖNÜL VERMELİ demiyorum. Gönül Almalı, bir küçük gülümseme, bir iyi olduğunu sorma, bir selam yollama, bir hediye verme, birlikte mutlu bir zaman geçirme hepsi bu...

Çalışma ve dünya düzeni içinde geçen gürültülü ve yorucu hayatın billur damlaları bunlar

Sadi demiş ki, kızdığın zaman insanları kırma; bir tahtı kırmış olabilirsin, ama parçalarından bir taht yapamazsın.

Susanna Tamaro Anima Mundi (Dünyanın Ruhu) adlı kitabında diyor ki, "İnsanoğlu tembeldir", bir yere gidilecekse, her zaman en kısa yolu seçer, Kötülüğe ulaşmak için elini uzatmak yeter, oysa iyilik yapmak için bir çaba gerekir."

Bir düşünün iyilik yapmak için zorlukları aşmak mı lazım. Yok, bence öyle değil insanın içinde iyi de var kötü de önemli olan hangisini öne çıkardığın. Bir insan tanıyorum, nedendir bilmem ama, ya sevgisiz bir ortamda büyüğünden, ya da bilincini geliştirmediğinden çevresinde kim varsa diliyle onları didiklemeye, sanki hıncını alırcasına onları zayıf yönleriyle yıpratmaya çalışıyor. Ne kazanıyor dersiniz YALNIZLIK, kırdığı kalplerin cabası kendine yalnızlık olarak dönüyor. Böyle çok insan var çevremizde inanın. Birinin hoşuna gitmeyecek bir durumunu başa kakarcasına ulu orta söyleyen bir insan ne kadar sevgi doludur ya da ne kadar mutludur bilemiyorum. Eskinden olsa böyle insanların bu davranışlarıyla mücadele eder. Onları topluma sevilmeye layık insanlar olarak eğitmek için hayatımı harcardım. Ama Şimdi inanın mecalim yok. Biraz yaşananların yorgunluğu biraz da şu düşüncem var ki, her insan kendi OLGUNLUK yolunu kendisi yürüyor, anlayacakları günleri kendileri yaşayacaklar, ben şimdiden onlara şu davranışın yanlış dediğimde beni anlamıyorlar, kendileri yaşayıp görmeliler kim bilir.

Yine Susanna Tamaro'nun bir sözünü sunacağım, "Saygısız, sevgisiz insanoğlu, elleri kan içinde dünyanın içinde koşuşturan bir koca maymundan farksızdır" diyor.

Öyle değil mi, sevgiyi tanımak üzere içimizde onunla yaratıldığımızı unutarak, insanları üzüyoruz, kırıyoruz, biraz daha ileri gidip çıkar savaşlarına giriyoruz.

Bazen hayvanları izlerim de onlar niçin daha çok seviliyor artık, evlerde hayvan besleniyor, insan yerine. Onlar kin gütmüyor da ondan, onlar kötülük düşünmüyor yok yere.

Ne edelim o zaman, kaybetmediysek sorun yok da, bir kayıp varsa sevgi ve saygıdan yana işte o zaman durmalı ve düşünmeliyiz " ACABA BEN NERDE YANLIŞ YAPTIM" diye.

Sevgiyle kalın....


Hiç yorum yok: